Hakkımda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hakkımda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ben Kimim?

Merhaba Daha önce tam şurada yazdığım, Nihal Yeşiltaç Oran kimdir? Hüzün Sarısı kimdir? Ve hakkımda bilgiler içeren yazımı daha kısa olarak yazmak istedim. Sadece yaptığım işlerle ilgilenen ve bunu belirtenler için bu yazı. Diğer yazıyı yorumlara kıyıp kaldıramadım.
Nihal Yeşiltaç Oran kimdir

Nihal Yeşiltaç Oran Kimdir? 

Yazarlık geçmişim 1991 yılına dayanır. İlk yazılarım Fotomaç Gazetesi'nde yayınlanmaya başladı. Daha sonra farklı bir alanda kariyer planladığımdan gazetecilik geri planda kaldı. Ancak bu ayrılık uzun sürmedi, yeniden sahalara döndüm. 
Basın kartı sahibiyim, serbest haber yazıp editörlük ve köşe yazarlığı yapıyorum. En son Bi Dolu Magazin olarak kendi platformumu kurdum.

Peki nerelerde varım?
Bi'Dolu Magazin İmtiyaz Sahibi
Özhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Magazinmatik Editör/Köşe Yazarı
Medya Tilkisi Köşe Yazarı

Bunlar dışında içinde bulunduğunuz 2014 yılından beri yazdığım blogum var.
Ayrıca 1999 yılından beri Kadırga Prodüksiyon'un basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum.
Sevgiler
Devamını Oku »

Hüzün Sarısı Kimdir?

Daha önce yazmış olduğum bu, Hüzün Sarısı Kimdir başlıklı yazımı ara ara gelen sorular üzerine güncelliyorum. 15 Temmuz 2020  tekrar bir güncelleme:))
Hüzün Sarısı Kimdir

Hüzün Sarısı yani Nihal Yeşiltaç Oran kimdir? Nasıl biridir? Ne iş yapar? Aslına bakarsanız yakın takipçilerim bir çok özelliğimi çözdü bile. Çok kapalı kutu biri değilimdir, oldukça şeffaf son lafını en başta söyleyen sürekli 10.köy arayan bir fani:)
13 Mart İstanbul doğumluyum. Burcum balık, yükselenim yengeç. En iyi anlaştığım burçlar yine su burçları, özellikle yengeçler. Yay kadınları ile de çok noktamız var ortak olan. Mükemmel bir anne babanın 4 çocuğunun en büyüğüyüm. Evliyim. 2 oğlum var. Büyük oğlum okulunu bitirdi ama eğitimini aldığı mesleği yapmadı, asker olmayı tercih etti. Şimdi Jandarma Arama Kurtarma Timi'nde görevli. Diğeri 4. sınıfına başlayacak.
Şimdi soruları bir metin halinde yanıtlıyorum.
En sevdiğim renk siyah, tuttuğum takım Fenerbahçe, asla tahammül edemediğim şey sahtekarlık. En önemsediğim duygu vefa. En sevdiğim kozmetik ürünü oje olsa da allık ve maskara olmadan olmaz diyenlerdenim.  En sevdiğim yemek sorusuna beklediğiniz gibi bir cevap gelmeyecek üzgünüm, sahanda yumurta:) Ve tabi hamur işleri. Gıda Teknisyenliği okumuş birinin bu kadar sağlıksız beslenmesi tartışılası bir konu farkındayım. En sevdiğim parfüm Dior'un Cherie ve Jadore. Artık koklayarak kullanıyorum o ayrı.  İnsan aşığı bir insanım. Dostluğa çok önem veririm. İyi bir dinleyiciyim. İyi sır tutarım. Aslında "iyi sır tutarım" cümlesi çok basit bir cümle biliyorum ama özellikle yazdım. Çünkü günümüzde sır tutmak ciddi bir meziyet ve ben bu meziyete sahibim. Sevincimi ve öfkemi paylaşmaktan çekinmem ama üzüntülü hallerimi kimse anlayamaz, annem hariç. En sevdiğim şehir İstanbul. Görmek istediğim şehir ülkemin tüm şehirleri. Görmek istediğim ülkeyi şöyle açıklayayım. Önce ülkemin her karışını gezip görmem lazım. Sonra ömrüm yeterse uzak doğu ülkeleri. Hayranı olduğum tek sanatçı var o da Nilüfer. Müzik dinlerim tür ayırmam ama ağırlıklı olarak Türkçe pop dinliyorum. En sevdiğim dizi diye bir şey yok dizi izlemiyorum, izleyemiyorum. Çukur isimli diziyi takip ediyorum, izleyemesem de konuya hakimim. Hiç pişmanlığın var mı demişsiniz evet var. 91 yılında yazmaya başladığım gazeteye kadrolu giriş teklif edildiğinde, iş yeri açmalıyım gibi saçma bir ideal uğruna kabul etmeyişim en büyük pişmanlığım.
Bir de köşe yazarı olduğumu bilenler para alıyor musunuz yazdığınız köşelerden, kaç lira alıyorsunuz demişler. Para aldığım da var almadığım da var diye cevap vereyim buna:)
Atlamak istemediğim bir soru da bugün snapchatten geldi. Soru aynen şu "ilgi görüyorsunuz ama sevildiğinize inanıyor musunuz?" Çok güzel bir soru bu insanın kendisini irdelemesi için değil mi? Sevildiğimi biliyorum ama sevmeyenim de çok fazla. Kimseye bir zararım olmaz aslında ama haksızlığa tahammül edemiyorum kendimi tutamıyorum. En çok instablogger kavramını kabul etmediğim için düşman oldular bana. Bir de içerik üretmeyip sürekli çekiliş yapıp basın bülteni yayınlayan sözde blog yazarları hiç sevemediler beni:) Benim sevmediğim hiç kimse yok, tek bir kişi bile. Kızdığım insanlar elbette var ama 'sevmiyorum' demem için öncesinde ciddi sevmiş olmam lazım:)
He bu arada atlamayayım. Küçük oğlum doğduğunda aktif iş yaşamına ara verdim o aralar yani yaklaşık 2 yıl internet üzerinden kampanyalara ve çekilişlere katıldım çok zevkliydi. Güzel arkadaşlıklar kurdum. Hepsi çok özel benim için. İş olarak neler yapıyorum blog dışında anlatayım. Özhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak varım.  Bir müzik yapım şirketinin yani Kadırga Müzik, basın ve halkla ilişkilerini yürütüyorum. Medya Tilkisi'nde köşe yazarı ve Magazinmatik.com'da editörlük ve köşe yazarlığı yapıyorum, Şarkı sözü yazarı olarak MESAM üyesiyim. Şiir yazmak hobim. Bazı şiirlerim bestelendi ve okundu. Basın kartı sahibi gazeteciyim, serbest haber yazıyorum. Şuraya yazacağım bir iki şey daha olabilir
Not: Burada bahsettiğim iki şeyden biri gerçekleşti. Magazinde kendi platformumu kurdum. Bi'Dolu Magazin olarak devam ediyorum. Diğeri ise başladım ama ne zaman sonlanır bilmiyorum. Bu arada bir hedef daha belirledim; yani yine iki şey daha ekleyebilirim buraya...

Bu kadar işe nasıl yetiştiğimi soranlar oluyor ve yeni öğrenenler de soracak. İnsan işini severek yapıyorsa sıkılmaz yorulmaz. Laf aramızda bir de az uyuyorum :) Mesela şu an saat tam 04.10 ve yarın (yani bugün) çok dolu bir gün olacak, yoğun geçecek. Elimden geldiğince bana verilen köşelerde yazılarımı yazmaya devam edeceğim. Bunun dışında blogumda da yapmayı planladığım çok şey var. Ürün deneyimlerim, yaptığım ve katıldığım etkinlikler, gündemle ilgili yazılarım da blogda olacak.
Sormak istediklerinizi buradan ya da Instagram'dan bana sorabilirsiniz.
Yeni güncellemede görüşmek üzere.
Sevgiler

Bu yazının kısaltılmış hali de tam burada
Devamını Oku »

Yıllar Sonra Yeniden Köşe Yazıyorum...

Merhaba

Takipçilerim ve yakın tanıyanlar bilir. Yıllar önce bir gazetede köşe yazardım sonra bir haber sitesinde yazdım uzun süre. Daha sonra yazılarım, şiirler ve dostlar arasında okuduğum eleştirilerde kaldı.
Ve bu günlerde Magazinmatik.com imtiyaz sahibi Funda Hanım (zaten arkadaşım) ile görüşmelerim oldu. Farklı bişey konuşurken çıktı ortaya yeniden köşe yazma olayım ve artık Magazinmatik.com ailesindeyim.
Bu çok heyecan verici benim için. Çünkü yazmak benim için en iyi ifade biçimi. Ve ben kendimi her zaman en iyi şekilde ifade etmeye devam edeceğim.

Sevgiler:)





Devamını Oku »