Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı

Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı bugünün konuğu. Ürünün tam adı Kiwi KEP 6833 Pro IPL Lazer Epilasyon. Youtube için videosunu çekmiştim, yazımın sonuna eklerim ama blogumda da olsun istedim. Kiwi lazer epilason cihazı kullanımımı ve şimdiye kadar yaşadığım tecrübeyi anlatayım size.

Kiwi IPL Lazer Epilasyon Cihazı


Cihaz bir çoğunuzun bildiği gibi küçük ve ergonomik. 900 bin atış vaat ediyor. Farklı kademeleri var atış için. ^Yaklaşık 3 saniye ara ile atış yapabiliyorsunuz. İsterseniz manuel, isterseniz otomatik olarak.

Ürün tanıtımında her bölge için kullanılır dese de kullanım kılavuzunda biraz kısıtlama var gibi. 

Hiç uzatmadan gelelim benim Kiwi lazer epilasyon cihazı yorumuma. Yaklaşık 3 aydır kullanıyorum. Hangi bölgelerde kullandım? Bıyık bölgesi, koltuk altı, çene, bacaklar ve bikini bölgesi. Hangi sıklıkta kullandım? Ortalama haftada bir. 3 Aylık kullanımda kaç toplam kaç atış yaptım? Tahmini 70 bin.

Bendeki etkileri şöyle: Önce mutlu edenleri söyleyeyim dudak üstünde yani bıyık bölgesinde yan taraftaki birkaç tüy kıl şeklinde çıkardı. Artık öyle bir durum yok. Ve inanılır gibi değil, tüylerin çıkış süresi fazlalaştı. Yani eskiden birkaç günde bir kontrol ederdim mutlaka bir yerden bir şekilde  çıkardı tüyler. Şimdi daha seyrek çıktığı gibi, belli belirsiz çıkıyor. Çene kısmımda da aynı şekilde diyebilirim. Oradaki tüylerin bir kısmını ben elimle çekerek kıl haline getirmiştim zamanla. Şimdi onlar da çok seyrek çıkıyor ve hemen çıkmıyor. Bunlar, bu cihazda en sevdiklerim...

Bir de sevmediklerim var ki kalın tüylerde 'tüyleri alma' anlamında işe yaramıyor. Sanki eritiyor ama yerinden sökülmesini sağlamıyor. Bunu da şöyle düşündüm; acaba bazı güzellik merkezlerinde olduğu gibi tüyleri keserek aldıktan sonra uygulansa, acaba kökleri görüp yok eder mmi? Şimdi bu aşamadayım. Bu deneyimin de sonucunu yazıyı güncelleyerek sizlerle paylaşırım. 

Sevmediğim bir özelliği de 3 saniyede bir atış yapıyor olması. Sürekli acelesi olan biri olarak o üç saniyeyi beklemek bana çok zor geliyor. Minik bölgelere atış yapıyorsunuz ve her defasında 3 saniye bekliyorsunuz. Bir bacak kaç dakika sürer tahmin edin:))

Sonuç olarak bu epilasyon cihazını iyi ki almışım. Beklentim çok büyük olmamasına rağmen bıyık bölgesi sorunumu çözmesi bile büyük lüks benim için.

Bir de fiyatından bahsedeyim. Instagram'da alırken paylaşmıştım. Ben 2.040 lira gibi bir rakama almıştım. Ama şu sıralar oldukça düştü. Hatta A101 markete geleceği söyleniyor 1.300 liraya aklınızda olsun.

Dediğim gibi, farklı bir gelişme olursa mutlaka yazımı güncelleyeceğim. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzere


Sevgiler



Devamını Oku »

Bakımlı Olmak Nedir? Nasıl Bakımlı Olunur?

Çok sıradan bir başlık değil mi? Bakın bu sıradan başlığın altını nasıl dolduracağız ilerleyen satırlarda. Bakımlı olmak nedir? Nasıl bakımlı olunur? Tabii biz dış bakımdan bahsediyoruz, ruh bakımına belki çok sonraları gireriz, beni şimdilik aşıyor.

bakımlı olmak nedir


Bu yazıda, konu ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan ve bile isteye yapılan yanlışlardan bahsedeceğim. Tecrübem dahilinde, dilim döndüğünce anlatacağım. Örnekler vereceğim, birebir yaşadıklarımı anlatacağım.  Biraz dedikodu da yapmış olacağız ama durumu izah etmenin en kolay yolu örnekler üzerinden ilerlemek bana göre. 

Bakımlı olmanın ilk kuralı temizlik arkadaşlar, buradan başlayalım. Dışarıdan alımlı şık görünen bir kadın düşünün. Yanına yaklaştığınızda ter kokuyor, saçları kokuyor. Bir gülüyor, kırmızı rujun altından kahve ve sigara lekeleri ile dişleri çıkıyor. Bu noktada hemen bir parantez açıp, diş kemik rengi sarı olanları hariç tutuyorum. Ben temizlenmemiş dişlerden bahsediyorum. 

İlk örneğimiz bu konu ile ilgili olsun. Bir lansmanda blog camiasından tanıdığım biri ile karşılaştık, kucaklaştık. Sık ve uzun saçları burnuma girdi ve o ağır kokuyu size anlatamam. Nerede olsa tanırım, yağlı saç sorunsalı. Muhtemelen kuru şampuan kullanmış, dışarıdan saçlar kirli görünmüyor ama koku berbat. Acele ile oldu sanırım dedim. Başka bir karşılaşmada tekrar aynı şey. Anladım ki bakım fotoları videoları paylaşan bu genç kadın aslında çok iyi bakım yapmıyor. Dışarıdan baktığınızda görüntü gayet hoş. İddialı iddialı tanıtımlar vs.

Diğer bir örnek ter kokusu ile ilgili. Yine bizim camiadan biri. O kadar şık giyinir ki isim versem yalan söylediğimi düşünürsünüz. Ben de kendime inanamadım zaten. 

Şimdi bu örneklerde de gördüğümüz gibi süslenmek, iyi giyinmek, kocaman konuşmak bakımlı olmayı sağlamıyor. Tüm bunlar temizlik sonrası yapıldığında muhteşem olur. 

Peki insanın kendi elinde olmayan ter kokusu nasıl önlenir. Ya da doğuştan olan yağlı ten, saç olayı nasıl halledilir? Ter kokusu için inanılmaz başarılı koltuk altı ürünleri var. Banyo sonrası uygulamak yeterli. "Dur çok terledim roll on süreyim, parfüm sıkayım" demek korkunç bir hatadır. Temizlik yapılmadan bu ürünler kullanılırsa daha feci sonuçlar doğurur. Yağlı saçları olanlar da yazık ki biraz uğraşmak zorundalar. Öncelikle saç tiplerine uygun şampuanlar kullanmalılar. Ve sık sık saç diplerini yıkamalılar. Saç dipleri diyorum, çünkü asıl sorun orada. Şampuanı saç dipleri ile buluştırmak zorundalar. Özellikle işlem görmüş saçların boy ve uçları kuru olur. Yağlı saç için hazırlanan şampuanlar bu bölümleri daha da kurutur. O sebeple saç dipleri yıkanmalı son olarak da saçın boy ve uçları şöyle bir karıştırılmalı. Uzun saçlı olanlar bu konuda çok zorlanır biliyorum. Ama yapacak başka bir şey yok. 

Saçların temizliğinden bakımından kısaca bahsettik, biraz da cilt bakımından bahsedelim. Bakımlı olmanın bir ayağı da cilt bakımı. Hem kuru hem yağlı ciltlere sahip olanlar ekstra bakım yapmak zorunda ama bazıları pahalı kremler alarak bunu sağlamayı planlıyor. En çok atlanılan kısımlar ise cilt temizliği ve güneş koruması.

Hemen yine yaşadığım bir örnekten bahsedeyim. Kendi işimle ilgili bir toplantıdayım. Karşımdaki hanımefendiyi yaklaşık bir yıldır görmüyordum. 30 kilo vermiş, toplantı esnasında arada onu vurguluyor, her fırsatta. O esnada cildine gözüm takıldı, yağ içinde. Kendimi nasıl zor tutuyorum söylememek için anlatamam. Bir de yakın tanıyanlar bilir, ben sol gözüm sorunlu. Buna rağmen algılarım o kadar açılmış ki hemen fark ediyorum. Yani ona şöyle demek istedim "kilo vermen çok güzel ama şu allığın altındaki kiri pası neden temizlemiyorsun" Bu durumu çok yaşıyorum, hiç üstüme vazife değil biliyorum ama imkanlar varken özellikle kadınların bu şekilde gezmesini hiç istemiyorum. 

Kuru cilde sahip olanlarda da benzer sorun var. Asla ciltlerini nemlendirmiyorlar, üzerine makyaj yapıyorlar. Tüm çizgiler keskin keskin ortada. Aktardan alacakları kayısı çekirdeği yağı ile bir iki damla kullanıp ciltlerini sağlıklı gösterebilirler. Bunu ekonomik olarak kremlere para vermenin zorolduğunu söyleyenler için yazıyorum.

Her iki cilt tipi için güneş koruması çok önemli bunu her fırsatta söylüyorum. Eğer tek bir ürün kullanma şansınız varsa bu kesinlikle güneş koruması olmalı. Tabii temizlik sonrası...

Şimdi gelelim bazılarının sarı saç, platin saç tutkusuna. Korkunç, kabus gibi dolaşıyorlar yoluk yoluk saçlarla. O saçları açılmaktan pişmaniye gibi olmuş hala ne kesiyorlar ne platinden vazgeçiyorlar. Şimdi bu hanımlar bakımlı olduklarını mı düşünüyorlar? Bir arkadaşım var, yıllardır küllü sarı uzun saç kullanır. Çok da yakışıyor. Geçtiğimiz yıldı sanırım, saçlarını kestirdi. Çünkü saç rengini seviyordu. Yapılması gereken iki şeyden birini yaptı. Ve kısa olduğu halde bakımını ihmal etmez. Diğer bir örnek de kız kardeşim. O da yıllarca küllü sarı kullandı ama aşırı bakım yaptığı halde boy ve uçların yıprandığını görüp omuz boyunda kestirdi ve rengini koyulaştırdı açık kahve tonlarına geçti. 

Biraz da giyim kıyafet konusundan bahsedelim. Hiç bir kadının kirli kıyafet kullanacağını düşünmüyorum, o konudan bahsetmeyeceğim. Ancak ütülenmemiş elbise gömlek vs her şeyi çöp ediyor. Ya da tozlanmış ayakkabı. Spor ayakkabıların alt beyaz yerlerinin leş gibi olması. Düşünsenize çok güzel, pırıl pırıl giyinmiş tertemiz bir kadın. Saçı başı düzgün ayakkabısı leş gibi. Güzel görünmek, bakımlı olmak adına verdiği tüm emek çöp. Bir de bedenimizi tanımadan seçtiğimiz kıyafetler var. Burada da kendimdeki eksikleri söyleyip, kendimden örnek vereceğim. Benim omuzlarım geniş değil. Bu sebeple çok beğendiğim bir elbiseyi düşük kollu olduğu için giyemem. Ya halter yaka olacak ya tek omuz olacak ki omuzlarım belli olsun. Boyum uzun görünse de bacak boyum kısadır. Bol paça bir pantolon beni paçalı tavuk gibi gösterir. Şöyle bir gömlek giyip kot pantolon içine sokamam. Çünkü ne kadar zayıf olursam olayım simit bölgem bellidir ve çirkin durur. Ayağımda ameliyat izi var bu sebeple onu kamufle edecek pabuçlar tercih ederim. Sanırım anlatabilmişimdir. 

Makyaj konusuna geçelim. Herkes çok iyi makyaj yapmak zorunda değil. Bunu bu bölümün başında belirteyim. Zamanla yüzüne yakışan tarzda makyajı deneme yanılma yöntemi ile bulabilir insanlar. Ancak bazıları o kadar kötü makyaj yapıyor ki bununla çok güzel olduklarını düşünüyorlar. Çevrelerinde kimse de "bunu yapma sana yakışmıyor" demiyor. Ya da söylense de o kişi umursamıyor, bunu ben yaşadım. Kahve içmek için birkaç arkadaş toplandık. İçlerinden birine zamanın birinde bu makyaj sana hiç uygun değil, değiştirsen iyi olur demiştim. "Ben kendime makyaj yapamam ama başkasına yaparım" demişti ve bana bir göz makyajı yaptı korkunç oldum. Bildiğiniz göz kapağımı sulu boya yapar gibi boyadı. Ayıp olmasın diye sesimi çıkarmadım. Çünkü bir defa uyarmıştım, demek ki o kendini öyle iyi hissediyordu. Neyse kahve gününe gelelim. Oraya da yine abuk bir makyajla geldi. Kız kardeşim dik dik yüzüne bakıyor ısrarla. Burası çok komikti. Alamıyor gözlerini arkadaşımın yüzünden. En son kendini topladı, eğildi kulağıma "abla bu neden tokat yemiş gibi allık sürmüş" dedi bana. Gerçekten çok abartılı bir allık üstelik dağıtılamamış. Oysa ki giyimi filan çok şıktı. 

Makyaj olayında bana göre en önemli husus yüzdeki fazla gereksiz tüyler. Kaşlar alınmamışsa, boşluk varsa onlar doldurulmamışsa, dudak üstünde tüyler belirginleşmişse hangi makyajı yaparsanız yapın hiç bir şeye benzemez. Düzgün kaşlar ve tüylerden arınmış bir yüze makyaj bile gerekmez çoğu zaman. 

Gözleri küçük olan insanların göz içine siyah kalem kullanması, ince dudakları kalınlaştırmak için yarım santim dıştan kalem çekilmesi, kirpikler uzun kalın görünsün diye maskarayı bin kat sürüp topak topak kirpiklere sahip olunması aklıma gelen ilk makyaj hataları. 

Estetik faciaları var ondan hiç bahsetmeyeyim. Birbirine benzeyen bir çok kadın. Bununla ilgili de bir anım var ama başka bir yazı ya da videoda anlatayım, konu dışında çıkmayalım.

Ojeler... En sevdiğim kozmetik ürünleri. Öncelikle tırnak kişinin kendine aitse uzun tırnak severim. Jel tırnak takma tırnak yapmam yaptırmam itici gelir. Bu şahsi fikrim. Tırnak bakımı ayrı bir şeydir özen ister. Oje kullanıyorsanız düzenli yenilemek, vaktiniz yoksa çıkarmak zorundasınız. Yarım ojelerle nasıl çirkin görünür o cağğnım eller. Zaman zaman denk geliyorum sosyal medyada. Tırnak uzun ürün tanıtıyorlar, tırnağın içinde siyah bir şey. Ya da ojelerin bir kısmı yok. Takipçiye de saygısı yok bazılarının çok çirkin. 

10 yıldır blog yazıyorum, incelemelerimi sizlerle paylaşıyorum. Kozmetik konusunda tecrüben bunun 3 katı en az. Çok iyi makyaj yapamam ama ürünleri iyi incelerim ve zamanla kendime yakışan makyaj stilini de buldum bu şekilde devam ediyorum. 

Toparlayacak olursak, bakımlı olmak pahalı giysi, bol makyaj, üzerine boşaltılmış parfüm, sarı saç demek değildir. Temizlik ilk şarttır. Sonra kendi bedenimizi tanıyıp ona göre aksiyon almayı başarmaktır. Saç, makyaj kombin gibi.

Sağlıklı beslenmek, egzersiz de kişisel bakıma giriyor ancak bu da beni aşan bir konu şimdilik. 

Atladığım bir şeyler varsa ve aklıma gelirse ekleme yaparım daha sonra. Bu yazıyı okuyanların fikirlerini de aşırı merak ediyorum. Eklemek istediğiniz ya da size uymayan bir ifadem varsa mutlaka yazın. 

Yeni bir yazıda görüşmek üzere. 

Sevgiler

Devamını Oku »

Nsup Pureage Collagen Yorumlarım

Nsup Pureage Collagen ile geldim bugün. Ürünü biraz inceleyelim. Vaatleri neler? İçeriği nasıl? Sonra da ben kendi yorumlarımdan bahsedeyim size. İçeriği liste halinde yazımın sonuna ekleyeceğim ancak onun öncesinde bazı değerli içeriklerin neden var olduğunu yazacağım. Bu nokta çok önemli dikkatle okumanızı öneririm. Her zaman lazım olan bilgiler bunlar. Peki, başlayalım...

Nsup Pureage Collagen Yorum


Seramid: 

Genelde buğday, pirinç ve soya elde edilen deriyi onaran, nemlendiren pürüzsüzleştiren glukozil sfingolipid yapısında bir yağ asididir. Cildin nemlenmesine ve beyazlaşmasına yardımcı olur. 6 haftada kayda değer bir biçimde cildi nemlendirir. Kırışıklıklar ile ilgili düzelmeye bağlı olarak cildin pürüzsüz bir hal almasına yardımcı olur. 

Kolajen: 

Kemik, kas, cilt ve tendonlarda doğal olarak bulunan insan vücudunun en önemli yapı taşlarındandır. Kolajen yapısı her yaşla birlikte %1 oranında azalır ve ciltte kırışıklıklar, eklem sıvısı ve kıkırdağında azalma, elastikiyette azalma başlar. Kolajen ve seramid beraber kullanıldığında dehidrasyonun azalmasına ve çok keskin olmayan yaraların iyileşmesinde sinerjik etkinin artmasına yardımcı olur. 

Elastin: 

Eklem sağlığı ve kalp damar elastikiyetini arttırarak kalp damar sağlığı başta olmak üzere vücudun esnekliğine yardımcı olur. 

Hyaluronik asit: 

Vücudun nem miktarını arttırır. Bromelain: Ananastan elde edilir. Ödem atıcı ve sindirime yardımcı etkileri mevcuttur. 

Glutatyon-Resveratrol: 

Bilinen en güçlü antioksidanlardandır. Serbest radikallere karşı vücudu korur. 

Glisin ve L-Prolin: 

Kolajen üretimini sağlayan öncül aminoasitlerdir. 

Vitamin D3-K2: Damarlarda başıboş gezen kalsiyumun hücre içine girmesine yardımcı olarak kemik sağlığına yardımcı olur. K2 vitamini doğal bir ağrı kesicidir. 

Biotin (H Vitamini): Saç ve tırnak gelişimine yardımcı olur. 

Coenzim Q 10: Enerji metabolizmasında rol alır.


Gördüğünüz bu içerikler bir çok üründe yer alabilir, bazen hepsi bazen bir kısmı. Burada önemli olan miktarlarıdır. O zaman bir bakalım, Nsup kolajende hangi içerikten ne kadar varmış?

Nsup Pureage içerik

Şimdi de Nsup Pure age Collagen kullanımı ve yorumlarıma geçeyim. Ürün toz halde ve 300 gr. Aroması çilek ve içimi çok keyifli. Bir bardak suya bir ölçü şekilden her gün bir defa kullandım. 15 günlük kullanım sonucu bu yazıyı hazırlıyorum, bittiğinde güncelleyeceğim. Dizlerimde son zamanlar ortaya çıkan ağrıda hafifleme gözlemledim, saç dökülmenin azaldığını fark ettim son bir kaç gündür. İlerleyen günlerde hem bu etkileri hem de farklı gözlemlerimi eklerim buraya.





Devamını Oku »

Evde Keratin Bakımı Nasıl Yapılır?

Yine geldim, bu defa evde keratin bakımı nasıl yapılır ondan bahsetmek istedim. Birkaç tane de keratin markası vereceğim. Tabii özelliklerinden bahsederek.


Evde Keratin Bakımı Nasıl Yapılır


Yaklaşık 2 yıl hatta belki daha fazla süredir saçlarıma bazı işlemleri kendim yapıyorum. Boya, keratin bakım, fön gibi... Sadece balyaj kesim için kuaföre gidiyorum. Tüm bunları yapa yapa tecrübe edindim. Baya kötü sonuçlar da aldım tabii:))

İsterseniz evde keratin nasıl yapılır anlatmaya başlayayım. Bu uygulamaya başlamadan önce yapılması gerekenler var. Saçınıza boya balyaj, hatta kesim herhangi bir işlem yaptıracaksanız onu yaptırmış olmanız lazım. Keratinden sonra yaptırırsanız, keratinin yapısını bozarsınız. Uygulama öncesi saçlar temiz olmalı. Çünkü 2 gün yıkamayacaksınız. Bu arada saçlar kuru ya da hafif nemli olabilir. Ben kuru saça uygulamayı uygun buluyorum.

Bir boyama kabına önerilen miktarda keratini döküyoruz ve bir fırça yardımı ile tutam tutam ayırdığımız saçlarımıza sürüyoruz, boya yapıyormuş gibi. Ancak şöyle bir fark var; fırçayı saçın her teline dokundurmak için bol bol ürün sürmeyin saç sonra katılaşıyor ve yıkama zamanı gelene kadar beş aydır yıkanmamış saç gibi görünüyor. Tecrübe ile sabittir. Gelişi güzel ayırdığımız tutamlara sürüyoruz, bu arada da  tarıyoruz. Yani ürünün tüm saça dağılmasını bu şekilde sağlıyoruz. Önemli bir uyarı saçın dibine uygulamıyoruz yarım santim boşluk bırakıyoruz.

Şimdi sıra keratini saça sabitleme işleminde. Bunun için de ısıya ihtiyaç var. Ne yapıyoruz? Yüksek ısıda bir düzleştirici ile yine tutamlara ayırıp an baştan en sona saçımızı düzleştiriyoruz. Düzleştirici yoksa fön makinesi ve fırça yardımı ile de saçı düzleştirebilirsiniz. Düz fön çekin yani saçlarınıza. Hatta birkaç tur dönün iyice sabitleyin, saçı yakmadan tabii:)

Saça keratin yükleme işlemi bitti. Bundan sonrası da oldukça önemli. En az 2 gün o saçı yıkamıyoruz, toka takmıyoruz toplamıyoruz. Eğer bunları yaparsak o tokaların, toplamaların izleri kalır. 

Tuzsuz şampuanlar keratinin saçtaki kalıcılığını arttırıyor, bilginiz olsun. 

Gelelim keratin markalarına. Bugüne kadar 3 ayrı marka denedim. Sırası ile 

Bio Keratin Gold

700 ml bir ürün çok defa kullanılabilir ancak içeriğin çok temiz olduğunu söyleyemem. İşe yarıyor mu? Evet yarıyor ama ısı uygulama esnasında maskeniz ve gözlüğünüz olsun. Göz ve geniz yanması kötü. Çünkü içinde formaldehit var. Ben kullanmanızı önermem.

Motto Plus Keratin

İkili set halinde geliyor. Keratin ve şampuanı. Bu ürünü uygularken önce kendi şampuanı ile yıkıyorsunuz. Boyutu küçük. Yani benim saçlarımın boyuna göre 3 defa kullandım. İçeriğinde formaldehit göremedim. 

Avoxcin Keratin

Bu da çok defa kullanabileceğiniz bir ürün. Bunda da formaldehit yok. Hatta bu içeriğin olmadığı vurgulanıyor paylaşımlarda özellikle

Bu üç üründen ilk tercihim Motto Plus ikinci tercihim Avoxcin. Diğerini bir daha kullanacağımı düşünmüyorum. 

Sorunuz olursa bana buradan ya da Instagram @huzunsarisiblog hesabımdan ulaşabilirsiniz. 

Şimdi bu ürünlerle çektiğim Youtube videolarımın linkini bırakayım. Uygulamayı nasıl yaptığımı bu videolarda görebilirsiniz.

Yeni yazılarda görüşmek üzere








Devamını Oku »

ForTheSkin Collagen Foam Cleansing Deneyimim

Uzun zaman sonra bir ürün incelemesi ile geldim. ForTheSkin Foam Cleansing deneyimimi paylaşmak istedim sizlerle.

ForTheSkin Collagen Foam Cleansing Deneyimim


Ürünün özellikleri ve vaatlerinden bahsederek başlayalım her zamanki gibi. Plastik tüp ambalajda 180 ml boyutunda bir ürün. Tüm cilt tiplerine uygun. Adından da anladığınız üzere köpük formda bir temizleyici.

Nasıl kullandım? Yüzümü ıslattım, nohut büyüklüğünde bir parça avucuma sıkıp onu da birkaç damla su ile çözüp tüm yüzümü hafif masaj hareketleri ile temizledim. Göz çevreme kullanmadım. Aslında içerik kötü değil ama yine de benzer temizleme ürünleri yerine göz çevresi temizliğinde sadece gül suyu kullanmayı alışkanlık haline getirdim yıllardır. 

Vaatlerinde diyor ki; 

Gözeneklerdeki makyajı sebumu temizler ve yüzünüzü yıkadığınız andan bitişe kadar cildi temiz ve elastik tutar. İçeriğinde bulunan aminoasitler nemi arttırır cildi güçlendirir, cildin nemli kalmasını sağlar. Cildin nem dengesini korur.
Size şöyle de bir görsel hazırladım. Yazı unutulsa da görseller daha çok hafızada kalır.
ForTheSkin temizleme köpüğü

Şimdi gelelim benim Fortheskin temizleme köpüğü yorumlarıma. Günlük cilt temizliği için muhteşem desem abartmış olmam. Uygulama sonrası ciltte gerginlik yapmıyor. Cildinizi aynada gayet sağlıklı görüyorsunuz. Çok uzun vadede, yani birkaç tüp kullanıldığında eminim ki, vaatlerde bahsedilen cildi güçlendirme olayı da gözle görülür şekilde olur. Tabii ki makyaj temizlerken de kullandım. BB krem gibi hafif yapıdaki ürünleri sorunsuz ciltten. Ancak fondöteni tamamı ile temizlemiyor. Biraz da olsa toniklerken pamuğa geliyor. Gerçi bir kere de fondöteni temizleyen kaç ürün tanıdık ki?
Bu temizleme köpüğünü Kore ürünleri satan Jeju Kozmetik'in Trendyol mağazasından almıştım. Ürün neredeyse bitmek üzere ve tekrar alacağım. 
Ürünün vegan olduğunu da not düşeyim şuraya.
Yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Sevgiler


 

Devamını Oku »

Kış Mimi

 

Ne uzun zaman oldu mim cevaplamayalı. Biraz heyecanlıyım yalan yok. Bu Kış Mimi ve beni etiketleyen JDSezer.  Bu mimi başlatan ise Beauty Life Türkiye. Sezer'e mim için teşekkür ediyorum. Hadi başlayalım... 

kış mimi



1.Kışın ne yapmaktan hoşlanırsın? 

En sevmediğim mevsimdir kış. Mümkünse tüm kışı uyuyarak geçirmek isterim. Burada "kış uykusuna yatmak" ifadesi gelebilir aklınıza hiç sakıncası yok :D Şaka bir yana ne yaparsam yapayım kış mevsimini keyif alınacak hale getiremem. 

2.Kış sana neyi hatırlatıyor? 

Kısıtlı imkanlarla yaşayanları hatırlatıyor. Çocuğunu ısıtamadığı için intihar eden anneyi, yine çocuğunu ısıtmaya çalışırken evini yakan anneyi hatırlatıyor. Evsizleri hatırlatıyor. 

3.Kış denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor? 

Bu mevsimi aşırı sevip, çocuk gibi eğlenenler ile kış geldi diye imkansızlıktan mutsuz olanlar geliyor aklıma. İkisi de insan, ikisinin de yaşam hakkı var. Ama heyecanları başka 

4.Kış mevsiminin en çok sevdiğiniz yanı nedir? 

O kadar isterdim ki seveceğim bir yanı olmasını. Uzaylı gibi kalmazdım insanların arasında. Ama yok.

5.Kışın kullandığınız favori kozmetik ürününüz hangisi? 

Nemlendirici kullanımım artar, özellikle ellerim için. Evde olduğum zaman daha fazla olduğundan cilt bakımı saç bakımını da abartırım. 

6.Özellikle kışın yapmaktan hoşlandığınız bir şey var mı? Varsa nedir? 

Çok üzgünüm, böyle bir şey yok. 

7.Kış yemeklerinden en çok hangisini tüketirsiniz? 

Her mevsim en sevdiğim yemek kahvaltı. Biliyorsunuz, mutlulukla bir ilgisi var. Onun dışında kış mevsiminde portakal ve ayva tüketirim. 

8.Yaz mı? Kış mı? 

Yaz yaz yaz yaz yaz bin defa yaz 

9.2022 ye veda ederken ne söylemek istersin? 

Her şey çok güzel olacak!
Devamını Oku »